Mutfakta penceremin önünde duruyorum. Dışarıya bakıyorum. Soğuktan, kafasını montunun içine çekmeye çalışan bir adam geçiyor. Yere bakarak, hızlı adımlar atıyor. Kafasını kaldırsa beni görecek. Ben onu görebiliyorsam o da beni görebilir mantıken. Mutfak penceresi de olsa birisinin beni gözetlemesini istemem doğrusu. Ya beni iç çamaşırlarımla, ya da uygunsuz pozisyonda görürse. Ne bileyim, belki de canım mutfak fantezisi yapmak istemiştir. Perdeyi indirmedim diye naklen yayın mı olacağım? Üstelik şifresiz.
Düşünmesi bile korkunç. Ama şu aralar sürekli dinlediğim "Arabella" ve bira vodka karışımının etkisi ile olmadık şeyler yapmak mümkün. Hele o "I wanna be yours" nedir öyle? "Sıcak kahve seviyorsan kahve fincanın olurum" ne demek? Sorarım sana Alex Turner. Sanırım son zamanlarda sen de benim gibi Leonard Cohen dinlemeye başlamışsın. "Saçının jölesi olurum", "Tozunu emen süpürgen olurum" denir mi bir kıza? Hatun deri çizmeleriyle çiğneyip geçmez mi seni? İç çamaşırın dantelinde, dövmesinin mürekkebinde sallar seni vallahi.
Ama şanslıysan, biraz da kimyasal destek aldıysan, işin olur. Ama lütfen benim mutfağımdan uzak dur. Bereketi kaçacak yahu. Yalnızca yatak odasında dinleyebileceğim şarkılar var bu albümde. Albümün adında mey menet yok zaten. "One For The Road" da parti sonu fantezisi yapmışsın. Evine gittiğin kızın odasında yere oturup, viski ile devam edebilirsin. Bence sakıncası yok da, bunu herkesin bilmesine gerek var mı canım? "R U Mine" da bağıra bağıra tatminsizim diyorsun. Olmak istediğin yerde olamadığında deliriyor musun? Ya biz ne yapalım? Haftada 45 saat çalışıyoruz. Mesela ben şu an bir konserde olmak istiyorum ama evde oturmuş sizi dinliyorum değil mi?
Olayımız albüm yorumu yapmaktı, unutmuş değilim. Ama siz anladınız, neredeyse her şarkıda seksten bahsetmese AM iyi bir albüm olacakmış. Arctic Monkeys' in kısa denebilecek müzik kariyerinde 5.albümü. Ben şahsen Humbug' ı en favori albümlerim arasına gözü kapalı alırım. Humbug gençlerin bazen boyundan büyük işler yapabileğinin göstergesidir benim için. Diğer üç albümde daha gaz şarkılar, daha sıkı bir rock tınısı var. AM ' da ise çoğunlukla ağır şarkılar hakim, ritm ve blues öne çıkmış. Albümü Whitney Houston seslendirse garipsemeyeceğim neredeyse. Bazı şarkılarda gitar hiç duyulmuyor ya da hiç öne çıkmıyor. Sololar bile öyle arkadan geliyor gibi. Garip prodüksiyona rağmen - şahsen ben daha süslü bir ses mühendisliğini tercih ederdim - yine de çok iyi besteler içeren albüm geçer not alıyor.
Yukarıda bahsettiğim seksi parçalar dışında, albümün sonlarına doğru kıvırtan "Snap Out Of It" ve "Knee Socks" belleğimizde güzel bir tat bırakıyor. Açıkçası akılda kalıcı nakaratlara rağmen, albümün basitliği zaman zaman tekdüzelik boyutuna iniyor. Bir süre sonra sıkılacağım hissine kapılsam da, grubun bunu popülerite adına bilinçli yaptığını düşünüyorum. Efsane olmak istiyorlarsa ticari kaygıları bir yana bırakıp, bir şaheser yaratma peşine düşmeliler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder